Derdimiz Kolesterol – Devası Koşu

Televizyonlarda, kitaplarda, herhangi bir sağlık sorununda, laboratuvar sonuçlarında en önde gelen konulardan biridir kolesterol; iyisi, kötüsü, trigliseriti, toplamı. Genelde de hep yüksek çıkar, çünkü tartışmalıdır; nedeni ise referans limitlerinin dünyaya hükmedenler tarafından sürekli azaltılması.  Komplo teorileri, her olayda olduğu gibi, devrededir: İlaç firmaları bu işin arkasında diye. Gerçekten de tam olarak ne olduğunu, nasıl yorumlanacağını bilmeden ilaç yazılır. Statin denilen ilaç kalp krizini önlediği gerekçesi ile yazılır her başvurana, aslında vücuda giren tüm  kimyasalların mutlaka birden çok zararı olduğu halde. Anormal lipid değerleri “dyslipidemia” olarak geçiyor tıp dilinde, yüksek toplam kolesterol, LDL(kötüsü), TG (kötüsü) ve düşük HDL(faydalısı)  değerleri.

Ancak sadece bu rakamlarla kandaki lipid değerlerinin kötü ya da iyi olduğu, sağlık açısından ve özellikle kardiovasküler hastalıklara neden olduğu söylenemez. Hatta bazı bilim insanları yüksek (referanslar dışında) kolesterolün gerekliliğinden bahsederProf. Dr. Rasim Küçükusta: “Kolestrol yüksekliği tedavi edilmesi gereken bir hastalık değildir. Aksine bunu hastalık olarak kabul etmek ve insanları kolesterol yüksekliği için ilaçlarla tedavi etmeye kalkmak aksine bu insanlara zarar vermekten başka bir şey değildir”. Prof. Dr. Canan Karatay: “”Kalp profesörüyüm. Kolesterol hastalık diyen bir hekimim. Kardiyolog olarak bir tek kez bile ilaç yazmamışımdır. Yaşlıların kolesterol ilacı almamasını bütün çalışmalar söylüyor. Kolesterolü yüksek olan yaşlılar, sağlıklı ve uzun yaşıyorlar”.

Kolesterol savaşları olarak kamuoyunda çokça yer bulan bu tartışmalar, “yumurta, tereyağı zararlıdır”, karşı olarak “günde üç yumurta, bol tereyağlı” bilim insanlarından kahve sohbetlerine kadar inmiştir. Ancak Canan Karatay’ın şeker ve kolesterol konusunda yaptığı bilimsel açıklamalar ve gerçekler halk tarafından daha çok ilgi görmesi ilaç firmalarının ve birçok doktorun Canan Hocayı sevmemesine ve hatta davalar açmalarına kadar vardırılmıştır. 

İlaç, yumurta bir tarafa olaya en fazla olumlu etkinin egzersiz ve koşu olduğu konusunda yüzlerce, binlerce akademik araştırma, kitap ve makale vardır.  2017 yılında yayınlanan “Effects of aerobic exercise on lipids and lipoproteins” başlıklı bir araştırma raporu.: “Halen doktorların kolesterol sorunu olan hastaları lipid düşürücü (statin gibi) ilaçlarla tedavi ettiklerini; ancak bu araştırma sonucuna göre egzersiz kesinlikle göz ardı etmemeleri gerektiği” şeklinde sonuçlandırılmış. Bu araştırmada elde edilen bilgiler düzenli koşma-egzersiz yapmanın kolesterol sorunu önleme ve tedavide yardımcı olacağı gibi kalp krizi ve CAD(coronary Artery Disease) riskini azaltmakta olduğu ortaya konulmuş ve doktorların kolesterolu yüksek çıkan ya da kolesterol hastalığı teşhisi konulan kişilere mümkün olduğu kadar aktivite ve koşuya teşvik etmelidir diye son nokta konulmuştur.

Peki bu noktaya nasıl gelinmiş? Çeşitli araştırmalardan elde edilen veriler derlenen aşağıdaki özet durumu özetlemektedir. Detaylı tablo ve bulgular yine en güncel bilgi olarak raporda yer almakta.

Koşu-Egzersiz lipid değerleri üzerine etkisi
Referans Hafta Haftada Şiddet HDL +  LDL  – TG –
LeMura et al. 16 3 kez %70-85 Hrmax 16 8 17
Nybo et al. 12 150 dak. %65 VO2 maks. 4 4  
Kraus et. al 24 14-23 kcal/Kg %65-80 VO2 maks 4 2 29
O’Donovan et al. 24 3 kezx400 kcal %60 VO2 maks 3,1 7 11

Bu tablodaki rakamlara bakarak dudak bükmemek gerekir. Çünkü LDL ve TG azalmalarla birlikte HDL’deki artışlar, aslında bir çok uzmanın kolesterol değerlendirmesinde kullandığı LDL/HDL ya da toplam kolesterol/HDL oranlarında önemli oranda iyileşme şeklindedir. Bu konu çok önemli, çünkü her ne kadar uzmanlar toplam kolesterol, kötü-iyi kolesterol değerlerini, aşırı durumlar hariç, farklı yorumlaslar da, durum bu kadar basit değildir. Bir kere laboratuvar ölçümleri tam olarak yapolmaz. LDL ölçülmez, toplam kolesterolden formül kullanılarak yaklaşık olarak hesaplanır; kaldı ki LDL A ve B olarak iki farklı türünün yararlı olanı da vardır, kanda dolaşan. Bunlar genelde bilinmez ve çok az yerde ölçülebilir. 

Kolesterol ve dolayısı ile kalp ve kardiyovascüler sorunu yaşamamak için gerekli sacayak: Koşu (Egzersiz), Sağlıklı Beslenme ve Sigara İçmemek. Bu konular zaten insan genel sağlık durumunda da en önemli etkenlerdir. Diğer taraftan kolesterol sorunu ile kilo arasındaki bağlantı yine koşu ile çözülebilecektir, beslenme yanında. 

Özellikle son dönem yapılan araştırmaların hemen hepsinde ilaç yerine koşmanın, bilinçli ve programlı, kolesterol sorununun çözümünde çok daha etken olmasının yanında yan etkilerinin olmaması hatta diğer bir çok konuda, tepeden tırnağa tüm metabolizmaya, genel psikolojik duruma ve genlere   olumlu katkıları ortaya konulmaktadır. Diğer taraftan ilaçla tedavi ise insanın metabolizmasını değişiklik yapmaya zorlamakta, karaciğerde üretilen lipidleri engelleyerek hem sürekli kullanım sonucu uzun sürede bu fonksiyonu bozmakta hem de şeker gibi başka önemli bozukluklara yol açabilmekte. Zaten olayı bir bütün olarak ele almak gerekiyor. Sadece bir organ ya da fonksiyon ile oynamakla tüm sistem düzenli hale gelemez. Bir organ için alınan ilaç da tüm sistemi düzenleyemez. Bu açıdan koşmakla bir yerde metabolizmanın tüm aktörlerini bir düzen içinde çalıştırmakta, bozukluk varsa yine hep beraber etkileşimli olarak düzeltilebilmektedir.

AHA (American Heart Association)  kalp sağlığı konusunda dünya çapında otoriter bir kuruluştur; kolesterol limitleri, ilaçlar, ne yapılması gerekir, neler doğru neler yanlış hep AHA izlenir. Ancak kar amaçlı olmayan bu organizasyonun gelirleri de bu ilaç firmaları özellikle “statin” üreten-satan ilaç firmalarından olduğu, hastalardan çok ilaç firmaları ve sağlık sektörünü kolladığını iddia eden bir çok yazılar olmasına rağmen yine de kolesterol düzeyini arzu edilen seviyede tutmak için haftada 3-4 kez orta ve üstü 40 dakikalık egzersiz, koşu önermekte. 

Journel of Sports Sciences’de yayınlanan bir yazıya göre, günde 12 haftalık bir programda, haftada beş kez 50-60 dakikalık bir yürüyüş ya da koşu kötü denen kolesterol sayımında önemli bir düşüş sağlarken iyi kolesterolü de artırmakta. Burada LDL düşmesi ve HDL artması etkisi daha önce verilen bilgilere dayalı olarak lipid oranlarında önemli kazanımlar sağlayacaktır. Bu programın düzenli olarak yaşam biçimi haline getirilmesi ile elde edilecek sağlık kazanımı hiç bir ilaç ve hatta diyet ile karşılaştırılmayacak kadar önemlidir. 

Araştırma sonuçları hep aynı kapıya çıkmakta: Egzersiz, koşma, yürüme, yüzme…Bundan kaçış yok. Oturmakla, ilaç almakla, sigara kullanmakla sağlık ve yaşam kalitesi her geçen dakika kötüye gitmekte. Bu nedenle en azından şöyle bir kalkıp bir kaç ay denemek ve etkileri kendi gözlerimizle görmek en rasyonel hareket tarzı olacaktır. Ankara, 12 Mayıs 2018

Bir yanıt yazın